EHL-İ SÜNNET İMAMLARININ SÖZ ve TAVSİYELERİ
EHL-İ SÜNNET İMAMLARININ TAVSİYELERİ
 

 

SÜNNETE UYMAK ve DÎNDE BİD’AT ÇIKARMAKTAN YASAKLAMA KONUSUNDA

EHL-İ SÜNNET İMAMLARININ SÖZ ve TAVSİYELERİ

1. Muâz b. Cebel-Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

" Ey insanlar! İlim kaldırılmadan önce, ilim öğrenmeye bakınız. Şunu biliniz ki ilmin kaldırılması, ilim ehlinin gitmesidir.Bid’atlerden, bid’at çıkarmak-tan ve aşırıyagitmekten sakınınız, siz eski halinize uymaya bakınız."[1]

2. Huzeyfe b. Yemân-Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının ibâ-det diye yapmadığı hiçbir ibâdeti siz de yapmayın. Çünkü önce gelen, sonra gelene söyleyecek söz bırakmamıştır.Ey âlimler topluluğu!Allah’tan korkun. Sizden öncekilerin izlediği yolu tutun."[2]

3. Abdullah b. Mes’ud-Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

"Sizden kim başkasının izinden gidecekse, ölenlerin sünnetine uysun.Onlar bu ümmetin en hayırlısı, kalpleri en iyi, ilimleri en derin ve kendilerini en az külfete sokan Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbıdır.Onlar, Allah Teâlâ'nın Peygamberine arka-daşlık yapmaları ve dînini taşımaları için seçtiği bir topluluktur.Siz de ahlâkınızı onların ahlâkına ve yolunuzu da onların yoluna benzetin.Çünkü onlar dosdoğru yol üzereydiler."[3]

Yine şöyle der:

"(Sünnete) uyun,bid’at çıkarmayın.Sizin başka bir şeye ihtiyacınız yoktur (dîniniz tamamlanmıştır). Siz eski yola uymaya bakınız."[4]

4. Abdullah b. Ömer-Allah ondan ve babasından râzı olsun- şöyle der:

"İnsanlar öncekilerin izlerine uydukları sürece doğru yol üzere kalmaya devam edeceklerdir."[5]

"İnsanlar onu güzel görseler dahi, her bid’at dalâlettir."[6]

5. Büyük sahâbî Ebud-Derdâ-Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

"Sen öncekilerin izini izlediğin sürece asla sapıtmazsın."[7]

6.Mü’minlerin emîri Ali b. Ebî Tâlib-Allah ondan râzı olsun- şöyle der:

"Eğer dîn görüşe göre olsaydı, mestlerin alt tarafının meshedilmesi, üst tarafının meshedilmesin-den daha uygun olurdu.Ancak ben Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’i mestlerin üstünü meshederken gördüm."[8]

7. Abdullah b. Amr b. el-Âs-Allah ondan ve babasından râzı olsun- şöyle der:

"Hiçbir bid’at çıkarılmasın ki o devam etmiş olmasın. Hiçbir sünnet ortadan kaldırılmasın ki onun ortadan kayboluşu devam etmiş olmasın."[9]

8. Âbis b. Rabîa’dan rivâyet olunduğuna göre o şöyle der: Ben, Ömer b. Hattâb’ı Hacer-i Esved’i öperken ve bu arada şunları söylerken gördüm:

"Ben, senin ne fayda, ne de zarar verebilen bir taş olduğunu çok iyi biliyorum. Eğer Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’i seni öperken görmüş olmasaydım, ben de seni öpmezdim."[10]

9. Adâletli halife Ömer b. Abdulaziz-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"O kavmin durduğu yerde sen de dur.Çünkü onlar bilerek durmuşlardır.Derin bir görüş ile uzak kalmışlardır.O durdukları noktayı açığa çıkarmakta onlar daha güçlü idiler.Eğer bu işte bir fazîlet olsaydı, onu yapmaya da daha layık idiler. Şâyet sizler'onlardan sonra meydana geldi' diyecek olursanız, şüphesiz onların yoluna aykırı hareket eden ve sünnetinden yüz çevirenden başkası bu yeni şeyi ortaya çıkarmış değildir. Onlar şifâ için yeterli olacak kadarını söylediler, yetecek kadar söz söylediler. Onlardan öteye giden aşırıya gitmiş, onlardan geri kalan hata yapmış olur. Birtakım kimseler onlardan geriye kaldığından dolayı onlar uzak düştüler, kimisi de onları geride bıraktığından dolayı aşırıya gittiler. Onlar ise bu ikisi arasında hiç şüphesiz dosdoğru bir yol üzerinde idiler."[11]

10. İmam Evzaî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"İnsanlar seni reddetseler bile sen selef’in izinden gitmeye bak. Sözleriyle sana süslü gösterseler bile insanların görüşlerinden uzak dur. Çünkü böyle yapacak olursan, sen dosdoğru yol üzere olduğun halde mesele senin için açıklık kazanır."[12]

11. Eyyûb Sıhtiyanî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Bid’at sahibinin gayreti ne kadar artarsa, Allah’tan da o kadar uzaklaşır."[13]

12. Hassân b. Atiyye-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Bir topluluk dînleri hakkında bir bid’at çıkardılar mı, mutlaka onun benzeri olan bir sünnet onların arasından çekilip alınır."[14]

13. Muhammed b.Sîrîn-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Şöyle diyorlardı:Kişi öncekilerin izi üzere yürümeye devam ettikçe,doğru yol üzerinde devam ediyor demektir."[15]

14. Süfyan-ı Sevrî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Bid’at çıkarmak, İblis'e günah işlemekten daha sevimlidir. Çünkü kişi günahtantevbe eder, bid’atten ise tevbe edilmez."[16]

15. Abdullah b. Mubârek-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Dayandığın şey, eser (öncekilerin izlediği yol) olsun. Sen, görüşlerden hadisi açıklayacak kadarını al."[17]

16. İmam Şafîi-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Sünnete aykırı olarak hakkında konuştuğum ne kadar mesele varsa, ben ondan hayatımda da, ölümümden sonra da dönüyorum, vazgeçiyorum."[18]

Rabî’ b. Süleyman’dan rivâyet olunduğuna göre o şöyle der:

"Şafiî bir gün bir hadis rivâyet etti.Bir adam ona: Ey Abdullah’ın babası sen de bu hadisi delil olarak alıyor musun? deyince, Şâfiî ona şöyle dedi: "Ben Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den sahih bir hadis rivâyet edip de onu delil olarak kabul etmezsem şâhit olunuz ki aklımı başımdan yitirmişim demektir."[19]

17. Nuh el-Câmî’den rivâyet olunduğuna göre o şöyle der:

"Ebu Hanife'ye-Allah ona rahmet etsin- şöyle dedim: İnsanların ârâz ve cisimler hakkında söylediklerine ne dersin? O şöyle dedi:"Bunlar felsefecilerin görüş-leridir.Sen esere ve selefin izlediği yola uymaya bak. Sonradan çıkarılmış, her şeyden sakın.Çünkü o bir bid’attir."[20]

18. İmam Mâlik b.Enes-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Sünnet Nuh'un gemisidir. Ona binen kurtulur, ondan geri kalan suda boğulur."[21]

Yine şöyle der:

"Şâyet kelâm bir ilim olsaydı, sahâbe ve tâbiîn, ahkâm hakkında konuştukları gibi, kelâm hakkında da konuşurlardı.Ancak o bir bâtıla delâlet eden bir bâtıldır."[22]

İbn-i Mâcişûn’dan rivâyet olunduğuna göre o şöyle der: "Ben Mâlik’i şöyle derken işittim:

'Her kim İslam’da güzel görüp bir bid’at çıkarır-sa, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in risâleti edâ etmede ihânet ettiğini iddiâ etmiş olur. Çünkü Allah Teâlâ: 'Bugün sizin için dîninizi tamamladım' diye buyurmaktadır.Bu sebeple o gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz."[23]

19. Ehl-i sünnet imamı İmam Ahmed b. Hanbel -Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Bize göre sünnetin esasları, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının izlediği yola sımsıkı sarılmak, onları örnek almak ve bid’atleri terketmektir.Çünkü her bid’at bir sapıklıktır."[24]

20. Hasan-ı Basrî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Bir kimse eğer ilk selef’e yetişmiş olup da, sonra bugün diriltilmiş olsaydı,İslam’dan bildiği hiçbir şey göremezdi. -Bu arada elini yanağına koyduktan sonra sözlerine şöyle devam etti: Ancak şu namaz müstesnâ -Sonra şunları söyledi- : Allah’a yemîn ederim, ancak şu tanınmadık hal içerisinde yaşayıp da o selef-i sâlih’e de yetişmemiş olan kimse bir bid’atçinin bid’atine dünyalık isteyen bir kimsenin dünyasına dâvet ettiğini görmekle birlikte, Allah bu işten o kişiyi koruyup da kalbinin o selef-i sâlih’e arzu duymasını sağlar, böylece o kimse onların yolunu sorup,izini takib etmeye, yolunu izlemeye koyulursa, hiç şüphe yok ki bunların (bid’at ve dünyalığın) yerine ona pek büyük bir ecir verilecektir. Allah’ın izniyle siz de böyle olun."[25]

21. İlmiyle âmil Fudayl b. İyâd'ın-Allah ona rahmet etsin- şu sözleri ne kadar güzeldir:

"Hidâyet yollarına uy.O yolu izleyenlerinin az oluşu sana zarar veremez. Dalâlet yollarından ise sakın.Helâk olanların çokluğuna da aldanma."[26]

22. Abdullah b. Ömer-Allah ondan ve babasından râzı olsun- kendisine bir mesele hakkında soru sorup da baban bu işi yasaklamıştı, diyen kimseye şöyle söylemişti:

"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in emrine uyulması mı daha uygundur? Yoksa babamın emrine mi?"[27]

Abdullah b. Ömer, sahâbe arasında bid’ate karşı en sert tepki gösteren ve sünnete de en çok uyan kimse idi. Adamın birisi aksırıp, "elhamdulillah ves-salâtu ves-selâmu alâ rasûlillah" dediğini duyunca, İbn-i Ömer ona şöyle demişti:

“Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- bize böyle öğret-medi.Aksine:Sizden biriniz aksırdığında elhamdulillah desin, diye buyurdu.Rasûlullah’a salât ve selâm getirsin, demedi."[28]

23. İbn-i Abbas-Allah ondan ve babasından râzı olsun- Ebu Bekir ve Ömer'in sözleri ile sünnete karşı çıkana şöyle demiştir:

"Bu gidişle fazla geçmeden gökten üzerinize taş yağacaktır.Ben sizlere Rasûlullah-sallahu aleyhi ve sellem- buyurdu diyorum, siz bana Ebu Bekir ve Ömer şöyle şöyle dedi, diyorsunuz."[29]

İbn-i Abbas-Allah ondan ve babasından râzı olsun- sünneti nitelendirdiği bu sözleri ne kadar doğrudur:

"Sünnet ehlinden bir kimseye bakmak, sünnete dâvet eder ve bid’ati yasaklar."[30]

24. Süfyan-ı Sevrî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Doğuda bir adamın sünnete bağlı olduğuna dâir sana bir haber ulaşırsa, sen de ona selâm gönder. Çünkü sünnet ehli (sünnete bağlı) kimseler azalmıştır."[31]

25. Eyyûb Sıhtiyanî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Bana sünnet ehlinden birisinin öldüğü haber verildiğinde sanki organlarımdan birisini kaybetmiş gibi oluyorum."[32]

26. Câfer b. Muhammed-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Ben Kuteybe’yi-Allah ona rahmet etsin- şöyle derken işittim: 'Bir adamın Yahya b. Saîd, Abdurrahman b. Mehdî, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Râhaveyh -ve daha başka kimseleri de zikrederek- gibi hadis ehli olan kimseleri sevdiğini görürsen, şüphesiz ki o kişi sünnete uyan bir kimsedir. Bunlara muhalefet eden kimse de bil ki o bid’atçi birisidir."[33]

27. İbrahim Nehaî-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Eğer Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbı bir tırnağın üzerini meshetmiş olsalardı, ben de onlara uymanın fazîletini elde etmek için onu yıkamazdım"[34]

28. Abdullah b. Mubârek-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Ey kardeşim, şunu bil ki bugün ölmek; sünnet üzere Allah’ın huzuruna çıkacak her müslüman için bir lutuf ve ikramdır.Elbette biz Allah’a âitiz ve O’na döneceğiz.Yalnızlığımızdan, kardeşlerin gidip bizi bırakmasından, yardımcıların azlığından, bid’atlerin ortaya çıkmasından ötürü Allah’a şikayet ederiz. İlim adamlarının,sünnet ehlinin gitmesi, bid’atlerin ortaya çıkması gibi, bu ümmetin başına gelen büyük musibetlerden dolayı da şikâyetimiz Allah’adır."[35]

29. Fudayl b. İyâd-Allah ona rahmet etsin- şöyle der:

"Şüphesiz Allah’ın kendileri vasıtası ile ülkelere hayat verdiği kulları vardır ki onlar sünnet ashâbı kimselerdir."[36]

30. İmam Şafiî’nin ehl-i sünneti nitelendirdiği şu sözleri ne kadar doğrudur:

"Ben, hadis ashâbından bir adamı gördüğüm zaman sanki Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbın-dan birisini görmüş gibi oluyorum."[37]

31. İmam Mâlik-Allah ona rahmet etsin- sözünü ettiğimiz bütün imamların sözlerini özetleyen büyük bir kâideyi şu sözleriyle ortaya koymaktadır:

"Bu ümmetin başı ne ile düzelmişse, sonu da ancak onunla düzelir.O gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz."[38]

Bunlar Ehl-i Sünnet vel-Cemaat olan selef-i sâlih’in önderlerinden bazılarının söyledikleri sözlerdir. Onlar insanlara en iyi nasihat eden, insanlar arasında ümmetinin iyiliğini en çok isteyen, onların ne ile düzeleceklerini ve ne ile hidâyet bulacaklarını en iyi bilenlerdi.Onlar, Allah Teâlâ'nın kitabı ve Rasûlünün sünnetine sımsıkı sarılmayı tavsiye etmekte, sonradan ortaya çıkmış işlerden ve bid’atlerden sakındırmakta, Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in onlara haber verdiği şekilde kurtuluş yolununun Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-’in sünnetine ve onun yoluna sımsıkı sarılmak olduğunu bildirmektedirler.

 

Selef-i Salih'in Akidesi - Ebu Muhammed Abdullah b. Abdulhamid b. Abdulmecid el-Eserî



[1] İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"
[2] İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[3] Beğavî, "Şerhus,Sünne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[4] Dârimî, süneninde rivâyet etmiştir.
[5] El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.
[6] Adı geçen eser.
[7] İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[8] İbn-i Ebî Şeybe, "el-Musannef" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[9] İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[10] Buharî ve Müslim
[11] İbn-i Kudâme; "Lum'atul-İ'tikâd el-Hâdî İlâ Sebîlir-Raşâd"
[12] el-Hatîb; "Şerafu Ashâbil-Hadîs" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[13] İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"
[14] El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.
[15] Adı geçen eser.
[16] Beğavî, "Şerhus,Sünne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[17] Beyhakî; "Sünenül-Kübrâ"da rivâyet etmiştir.
[18] El-Hatîb; "el-Fakîh vel-Mütefakkih" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[19] İbn-i Batta, "el-İbâne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[20] El-Hatîb; "el-Fakîh vel-Mütefakkih" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[21] Suyûtî; "Miftâhul-Cenne Fil-İ'tisâm Bis-Sünne"
[22] Beğavî, "Şerhus,Sünne" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[23] İmam Şâtıbî; "el-İ'tisâm"
[24] El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.
[25] İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"
[26] İmam Şâtıbî; "el-İ'tisâm"
[27] İbn-i Kayyim; "Zâdul-Meâd"
[28] Tirmizî süneninde hasen bir senedle rivâyet etmiştir.
[29] Abdurrezzâk; "el-Musannef" adlı eserinde sahih bir senedle rivâyet etmiştir.
[30] El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.
[31] Adı geçen eser.
[32] Adı geçen eser.
[33] El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.
[34] Ebû Dâvûd, süneninde rivâyet etmiştir.
[35] İbn-i Vaddâh; "el-Bideu ven-Nehyu Anhâ"
[36] El-Lâlekâî; "Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi"nde rivâyet etmiştir.
[37] el-Hatîb; "Şerafu Ashâbil-Hadîs" adlı eserinde rivâyet etmiştir.
[38] Kadı İyâd;" eş-Şifâ". Cilt: 2, sayfa: 88
Kuran-ı Kerim Radyosu
 
Kuran-ı Kerim Radyosu

Hadis Köşesi
 
Dua Köşesi
 
Namaz Vakitleri
 








PEYGAMBERLER TARİHİ
www.dostyurdu.com

 

TARİHTE BUGÜN
Sitene Tarihte Bugün

 
Bugün 65 ziyaretçi (75 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol