MİRAÇ KANDİLİ KUTLAMALARI

MİRAÇ KANDİLİ KUTLAMALARI

Peygamberlik geldikten sonra olmuştu. Hicret öncesinden vefatına kadar kesinlikle İsra ve Miraç gecesi kutlanmadı. Halifelerden sonra da bu emredilmedi. Hulefa-i Raşidin ve ondan sonrakiler de, Kesinlikle en iyi nesil oldukları halde, o geceyi kutlamadılar. Ne kadar tuhaf! Bu gün insanlar, nasıl Allah’ın dinine tuhaf bir bid’at getirdiler. İnsanlar, Allah’ın kendilerine, izin vermediği şeyin, onun dinine girmesine müsaade ettiler. Müslümanlara, şerre kapalı olan kapıları nasıl açtılar? Onlar, bu yaptıklarıyla, Rasûlullah’ın söylediği gibidirler:

“Bazı kimseler, hayırlı işler için anahtar ve kötü işlere karşı kilit gibidirler. Bazı kimseler de kötü işler için anahtar ve hayırlı işlere karşı kilit gibidirler. Ne mutlu o kimseye ki, yüce Allah hayırlı işlerin anahtarlarını onun eline vermiştir. Yazıklar olsun o kişiye ki yüce Allah kötü işlerin anahtarını onun eline vermiştir”  İbni Mace

İnsanlar için, dine bir fazlalık getiren veya onlara kötü bir âdet çıkaran ve onları bir sapıklığa çağıran, günah işlemiştir. Asıl “yazıklar olsun” sözü onadır. Bu sapıklık ve bid’at’in günahı kıyamete kadar onun üzerinedir. Dinin ve aklın kabul etmediği, o sapıklıklara hurafelere ve aldatıcı kutlamalara çağırıp saptırdığı o kimselerin hataları ona yüklenir.

İsra ve Miracın meydana geldiği gece, daha önce de işaret ettiğimiz gibi, sahih hadislerde, belirli bir aya mahsus kılınmamıştır. Onun belirli bir aya mahsus kılındığına dair gelen her şey, Rasâlullah’tan sabit değildir. İnsanların bu geceyi unutmasındaki derin hikmet Allah’a aittir.

O gece belirlenseydi bile, müslümanların onu ibadetlerden birisine tahsis etmeleri ve onu kutlamaları caiz olmazdı. Çünkü Peygamber ve sahabeleri onu kutlamadılar ve onu bir şeye tahsis etmediler. Onun kutlanması, meşru bir şey olsaydı, onu ümmete, ya sözle ya fiille ya da ikrarla, kendisi açıklardı. Böyle bir şey olsaydı, bilinirdi, meşhur olurdu ve sahabîler onu bize aktarırlardı. Çünkü onlar, ümmetin ihtiyaç duyduğu her şeyi Peygamberlerinden sallallahu aleyhi ve sellemnaklediyorlardı. onlar dinin hiçbir şeyinde ihmalkârlık yapmadılar. Hatta onlar her türlü iyiliğe koşarlardı. Bu gecenin kutlanması meşru olsaydı, herkesten önce onlar davranırlardı. Peygambersallallahu aleyhi ve sellem’in anların en iyi öğüt vereniydi. O tebliğini apaçık bir şekilde yapmıştı. Cennete ulaştıran, cehennemden uzaklaştıran hiçbir vasıtayı bırakmamış, ümmete açıklamıştı. Nitekim Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah, bir peygamber göndersin de, bildiklerinin en hayırlısını ümetine göstermek ve bildiklerinin en kötüsünü onlara duyurmak hakkı olmasın” Muslim.

Yüce Allah şöyle buyurdu:

“Allah’ın Elçisinde sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah’ı çok anan kimseler için en güzel bir örnek vardır” (Ahzâb, 33/21)

“Muhacirlerden ve ensar’dan (İslam’a girmekte) ilk önce geçenler ile bunlara güzelce tâbi olanlar... Allah onlardan râzı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah onlara, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur” (Tevbe, 9/100).

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Dinde aşırılıktan sakının. Çünkü sizden öncekileri dinde aşırılık mahvetti”.

Bu geceyi yüceltmek ve onu kutlamak, Allah’ın diniden olsaydı, onu Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem yapar ve gizlemez ayrıca bu gecenin yani İsrâ ve Mîrâc gecesinin kutlanmasını öğretirdi. Ona tazim (saygı) gösterilmesi hakkında İslam’da hiçbir şey yoktur. Aksine o, Allah’ın dinine sokulmuş kötü bir bid’attır. Allah onun hakkında bir hüküm indirmedi, ona izin vermedi. Yüce Allah dini Kemale erdirdi ve kullarına nimeti tamamladı.

“Bu gün sizin için dininizi olgunlaştırdım, size nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı beğendim” (Mâide, 5/3)

“Yoksa onların, kendilerine, Allah’ın izin vermediği dini koyan ortakları mı var? Eğer (azabın ertelenmesine dair) hüküm sözü olmasaydı derhal aralarında hüküm verilir (işleri bitirilir)di. Zâlimler için acı bir azap vardır” (Şûra, 42/21)

Peygamberimizsallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim bizim bu dinimizde bulunmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o merduttur (geri çevrilmiştir),” Müttefekün Aleyh

“Kim bu dinimize uygun olmayan bir amel yaparsa, o ameli merduttur, kabul olunmaz” Müslim

Muslim’in Sahih’inde, Cuma hutbesinde geçen rivayette Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemşöyle buyurmuştur:

“Sözün en iyisi Allah’ın kitabıdır. Yolun en iyisi, Muhammed’in yoludur. İşlerin en kötüsü, sonradan ortaya çıkarılanlardır. Her bid’at, sapıklıktır”

 Nesâî, iyi bir senetle şunu ilhave etmiştir: “Her sapıklık cehennemdedir.”

el-Irbâd b. Sâriye radıyallahu anh şunu anlattı: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize kalpleri titreten ve gözleri yaşartan etkili bir nasihatta bulundu. Biz şöyle dedik: Ey Allah’ın Rasûlü!  Bunlar sanki vedalaşan birinin yaptığı tavsiye gibiydi. Bize başka tavsiyelerde de bulun. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Size Allah’tan korkmanızı, bir köle emretse bile dinlemenizi ve itaat etmenizi tavsiye ediyorum. Sizden kim yaşarsa, birçok ihtilaf görecektir. Benden sonra, sünnetime ve hidayete ermiş olan Hulefa-i Râşidin’in sünnetine yapışın. onlardan ayrılmayın. onlara dişlerle ısırır gibi sarılın. Dine sonradan sokulan aslı ve dayanağı olmayan şeylerden sakının. Çünkü her sonradan ortaya çıkarılan bid’attir ve her bid’at sapıklıktır” (Ahmed ve başkaları)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabının ve selef-i sâlih’in bid’atlerden sakındırdığı ve onlara karşı uyarıda bulunduğu sabittir. Çünkü bid’at, yüce Allah’ın dinine bir ilavedir. Bid’atlerde, ilavede bulunmaları sebebiyle Allah’ın düşmanı olan Yahudi ve Hıristiyanlara benzeme vardır. Dinlerine bid’at sokmaları, Allah’ın izin vermediği bir fazlalıktır. Bunda, sadece Allah’ın bildiği büyük zarar ve iğrenç bir kötülük vardır.

O bid’at ve kutlamalarda Allah’ın kitabına ve peygamberinin sünetine karış çıkma vardır.

 

PEYGAMBERİMİZİN Sallallahu aleyhi vesellem ÜMMETİ ÜZERİNDEKİ HAKKI - Yahyâ b. Mûsâ ez-Zehrânî

Kuran-ı Kerim Radyosu
 
Kuran-ı Kerim Radyosu

Hadis Köşesi
 
Dua Köşesi
 
Namaz Vakitleri
 








PEYGAMBERLER TARİHİ
www.dostyurdu.com

 

TARİHTE BUGÜN
Sitene Tarihte Bugün

 
Bugün 53 ziyaretçi (61 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol